Romalılar, heykelcilikte, büyük ölçüde Yunanlıları taklit etmişlerdir. Özellikle İmparatorluk devrinde mimarî cephelerin tasarımı heykelle birlikte düşünülmüş, böyle olunca da heykel üretimi artmıştır.Romalılar kendilerine özgü eserleri, portre ve tarihî kabartma konusunda vermişlerdir. Yunanlılarla Romalılar arasındaki en büyük fark, Yunan heykellerinde daha çok mitolojik konular işlenirken,Romalıların yaptıkları heykellerde günlük hayata karışan kişilere çok yer verilmiş olmasıdır. Bunun sebebi, iki toplum arasındaki dinî anlayışın farklılığına dayanır. Onun için Roma portrelerinde gerçekçi bir tutum izlenir.
Bu arada imparatorların tanrılaştırılması gibi bir tutum, çeşitli tanrı pozlarında imparator heykellerinin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Örneğin, Augııstııs heykelinde ayakların çıplaklığı, ona tanrılık vasfı kazandırma çabasının bir. ürünüdür.Romalı sanatçılar (belki de ölünün yüzünden çıkarttıkları kalıpları kullanmışlar), insan başının yapısı ve çizgilerine değin olağanüstü bilgiler elde etmişlerdir.
Augııstııs ile başlayıp, Neron ile devam eden gerçekçi eğilim M.S. II. yy. başlarında son bulmuştur. Hadrianus (Hadriyan) döneminde yapılan heykellerde sakal modasının yaygın olduğu görülür.Kostantinııs ve kendinden sonra gelen Hristiyan imparatorlar zamanında ise; pürüzsüz ve sakalsız bir yüzle, gözleri gökyüzüne çevrilmiş, dünyevî olmayan bir bakış önem kazanır.
Saray ileri gelenleri ve seçkinler de kendi büst ve heykelleri için bu tipi örnek almışlardır Türkiye müzelerinde Roma heykellerinin oldukça zengin koleksiyonları bulunur. Bergama, Efes, Sardes ve bilhassa Afrodiyas kazılarında bulunanlar, o çağ heykelciliği hakkında yeterli bilgi sahibi olunmasını sağlamaktadır.Roma tarihinin olaylarını anlatmak için, özel bir tür olan öykülü kabartma gelişmiştir.
Bu kabartmalardaki konular bazen geçmişten alınmış ve devletin mitolojik kökenleri yüceltilmeye çalışılmıştır Ancak, daha çok içinde yaşanılan dönemin olayları anlatılır. Örneğin, Roma'daki Trayanus Sütunu kabartmalarının, anlatımcı bir çaba içinde yapıldığı görülmektedir Ayrıca, İstanbul'daki Theodosius Obeliski, kabartmalarıyla da dikkati çekmektedir.
Roma resim sanatına ait örneklerin birçoğu İtalya'nın Herkulanum ve Pompei kazılarından elde edilmiştir. Bunlar duvar freskolan olup, resimlerde mimarî öğeler ağırlıktadır. Mimarî unsurlar yerini zamanla değişik geometrik şekillere bırakırlar. Ele geçen örneklerden yola çıkılarak, Romalı ressamların mekân hayali yaratmada, perspektif yardımıyla derinlik izlenimi oluşturmada ustalaştıkları söylenebilir.
Anadolu'da Roma devrinin resim sanatı yer mozaiklerinden anlaşılabilmektedir.
İnsan figürünün önemli yer tuttuğu Roma resminde, konular çoğunlukla mitolojiden alınmıştır. Antakya Mozaik Müzesi'nde bulunan ve M.S. II.-IV. yy. arasında tarihlenen çeşitli mitolojik konulu yer mozaikleri, Geç Roma sanatının Türkiye'deki en ilginç Örnekleridir.
Mimarî, heykel, resim ve mozaikler dışında, Roma'nın hâkim olduğu geniş sahalar içerisinde daha birçok uygulamalı el sanatları türünden faaliyetlerde bulunulmuş, sayısız eserler yapılmıştır